Bu film, 1970′lerde Fando ve Lis ile El Topo gibi metafizik tripleri pop art ve dini metaforlarla birleştirdiği filmleriyle yeraltı sanat dünyasının ve uluslararası karşı kültür hareketinin süperstarı olan Alejandro Jodorowsky’nin “derin geçmişi” üzerine bir zihin egzersizi.
Jodorowsky’nin kendi sözleriyle “The Dance of Reality, benim otobiyografik romanımın bir uyarlaması, kendi sinemamın bir rönesansı.
Bana kalırsa bu film, zihinsel bir atom bombası gibi.
Kendimi yeniden keşfetmek için çocukluğumun dibine iniyorum, büyüdüğüm yere geri dönüyorum.”
23 yıllık bir aradan sonra sinemaya geri dönen yönetmenin bu son filmi, Jodorowsky’nin Dune’u adlı, Dune’u David Lynch’ten önce çekemeyişini anlattığı belgeseliyle birlikte ilk kez Cannes’da gösterildi.Jodorowsky’nin 1929′da doğduğu kasaba olan Tocopilla’da çekilen filmde Jodorowsky’nin üç oğlu da rol alıyor…
Yönetmenimiz Alejandro Jodorowsky’nin çocukluk anılarını derin bir anlatımla sunduğu yapım için tam bir sürrealist film örneği diyebiliriz.
Jodorowsky “The Dance of Reality, benim otobiyografik romanımın bir uyarlaması” desede aşırı derecede gerçeküstü ve absürd olan bir çalışma.
Tamam.,yaşananlar bir anı şeklinde aktarılıyor,ama öyle sahnelerle karşılaşıyoruz ki bu sadece yönetmenimiz çocukluğuna dair hissettiklerinin kendince yorumlayıp sunması şeklinde.
Bizim böyle bir dünyaya girmemizse çok zor oluyor.
Jodorowsky “The Dance of Reality, benim otobiyografik romanımın bir uyarlaması” desede aşırı derecede gerçeküstü ve absürd olan bir çalışma.
Tamam.,yaşananlar bir anı şeklinde aktarılıyor,ama öyle sahnelerle karşılaşıyoruz ki bu sadece yönetmenimiz çocukluğuna dair hissettiklerinin kendince yorumlayıp sunması şeklinde.
Bizim böyle bir dünyaya girmemizse çok zor oluyor.
Düzenli bir senaryosu olan ve bunu periyodik olarak sunan yönetmen,rahat bir seyir sunuyor.Ancak simgesel karakterler ve figürler o kadar çok varki ne demek istediğini anlamak için bizimde o olayları yaşamamızı istiyor…
Birebir yaşamadığımız bu olaylar için bu betimlemelere anlam katmak kolay olmuyor.
Birebir yaşamadığımız bu olaylar için bu betimlemelere anlam katmak kolay olmuyor.
Beni en çok etkileyen filmin açılış sahnesindeki para,ahlak ve dürüstlük adına yönetmenin kendi ağzından dinlediğimiz söylemleriydi.Hemen arkasından devam eden sekansta sefil,bir çare insan topluluğunu göstermesi ise çok manidardı.Bu yapım hakkında çok şey yazılıp söylenebilir…Ben yazımı fazla uzatmadan kırk yıllık sinema izleyicisi olarak kendi bakış açımdan filmi çok başarılı bulmadım.Oysa sürrealist filmler bir bilimkurgu gibi, bilinen ile bilinmeyen,gerçek ile düş arasında beni uçurabilir…
Bu filmde onu yaşayamadım…
Ne yaşadığımı soracak olursanız..,Film odak noktasına oturtulan Ateist baskıcı bir o kadarda dürüst bir babanın altında büyüyen yönetmenimiz, yaşadığı kasaba olan Tocopilla’daki etkilendiği karakterlerin yüzünü göstererek,tanımadığı yada tanısada etkilenmediği karakterlerede yüzlerine maske koyarak anılarını anlatmasından fazlaca bir şey değil.
Benim çocukluk anılarım dediği film daha çok babasının biyografik anlatımına dönüşmesini engelleyemeyen yönetmenimiz ,annesinin konuşma şeklinden o kadar etkilenmiş olması gerekirki film boyunca anne arya söyler gibi konuştu!!!…
Ne yaşadığımı soracak olursanız..,Film odak noktasına oturtulan Ateist baskıcı bir o kadarda dürüst bir babanın altında büyüyen yönetmenimiz, yaşadığı kasaba olan Tocopilla’daki etkilendiği karakterlerin yüzünü göstererek,tanımadığı yada tanısada etkilenmediği karakterlerede yüzlerine maske koyarak anılarını anlatmasından fazlaca bir şey değil.
Benim çocukluk anılarım dediği film daha çok babasının biyografik anlatımına dönüşmesini engelleyemeyen yönetmenimiz ,annesinin konuşma şeklinden o kadar etkilenmiş olması gerekirki film boyunca anne arya söyler gibi konuştu!!!…
Çoğu izleyeni tatminden uzak olan film, farklı olamanın da dışına çıkarak kendine münhasır, özgün bir yapım olarak karşımıza çıkıyor..,
BRONTIS JODOROWSKY,PAMELA FLORES,JEREMIAS HERSKOVITS başrollerde.....filmin konusu ve yorumu bir siteden alınmadır:)Bu kadar özel bir filmi yorumlamak bana düşmez:):)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder